25 Eylül 2018 Salı

Yemeklerle Korece

  • 땅콩 (ddang-kong): yer fıstığı      
  • 호두 (ho-du): ceviz                               
  • 들깨 (dıl-gge): perilla                 
  • 아사이베리 (a-sai-beri): acai üzümü
  • (bam): kestane
  • 도토리 (do-to-ri): palamut
  • 참외 (ça-me): kavun
  • 탱자 (teng-ca): narenciye

* Bunları aklınızda tutmayı kolaylaştırmanın tek yolu tadına bakmaktır. Şaka şaka dil öğreniyoruz dedik ama o kadar da uğraşa gerek yok, yerinde tatmasak da öğrenebiliriz.

- Öncelikle kestane kelimesi   diye yazılıp okunuyor. Nitekim anlamı "gece" ile aynıdır. Bu durumda geceleri kestane pişiriyoruz diye aklımızda tutabiliriz. Mantıklı olup olmaması önemli değil, hafızamızda kalması yeterli.

-  들깨  Yani nam-ı diğer perilla, özellikle Japonların suşi / saşimi yaparken kullandıkları bir bitki. Yaprakları bizdeki sarma yemeğindeki işlevi görüyor.               

땅콩  kelimesini de akılda tutmak kolay çünkü 땅  toprak demek. Yerdeki, topraktaki fıstık anlamındadır.

- Açai üzümü resmini çok gördüğüm ama bir türlü denemediğim bir meyve. Yaban mersini sanmıştım ancak Güney Amerika'da bolca tüketilen ve yaban mersininden bile çok daha faydalı olan bir bitkiymiş. Bir şey sağlıklıysa Koreliler alır onu anında tablet yapıp vitamin niyetine satar, ondan biliniyor bence.

- Palamut en sevdiğim kelime çünkü söylenişi şirin: 도토리  dotori. EXO üyelerini sincaba benzetip onların fanart olarak çizen bir arkadaş çizimlerinin etrafına dotori'ler dağıttığı için aklımda tutmakta hiç zorlanmamıştım. 

- Narenciye kelimesi ise 탱자  "teng-ca" olarak okunuyor ki İngilizce'de mandalina meyvesi tangerine olarak adlandırılıyor. O nedenle hemen ilişki kurmuştum.

호두  sanırım çok sevdiğim için ilk öğrendiğim yemişlerden biriydi. Bunun üzerine öğrenmemin kalıcı olmasını sağlayacak kadar çok sık gördüğüm bir dizi olmuştu. Dizi tamamen bir ceviz fırınında geçiyordu. Fırında satılan bütün ekmekler, pastalar, kekler cevizliydi. Başrol kızımız çok güçlüydü ve elleriyle hiç zorlanmadan ceviz kırıyordu, orada da çok fazla karşılaşınca çabuk ezberlemiştim. 

Ne kadar çok duyarsak o kadar kalıcı öğreniyoruz. Bu yüzden dilini öğrendiğimiz yeri ziyaret etme fırsatımız olmuyorsa bile dizi, film, şov programı, yarışma, etkinlik vs. izleyerek işimizi kolaylaştırabilir, öğrenmemizi kalıcı hale getirebiliriz.

Bu yayın biraz uzun oldu ama iştahımızı açan şeylerden bahsetmek her zaman eğlenceli olduğu için kimsenin şikayetçi olduğunu zannetmiyorum. 

Esenle kalın, sağlıklı kalın. Sevdiğiniz yemeklerden bol bol yiyin!!!!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder