23 Mayıs 2020 Cumartesi

Korece Oyun - 3

Yeniden merhaba güzel ülkemin güzel insanları~ Karantinada hayat nasıl gidiyor diye sormayacağım artık. Hepiniz duymaktan yoruldunuz çünkü. O yüzden bir şekilde geçip gidecek diye düşünüp bayramdan bahsedelim.

Bayramda da kimselerle görüşemeyeceğiz madem öyle evde oynayıp eğlenebileceğimiz bir oyun ararken son zamanlarda sürekli denk geldiğim ve Korelilerden öğrendiğim bir oyunu sizinle paylaşmak istiyorum.




Oyunun temel mantığı "karşındakini güldürmek" ve karşındaki seni güldürmeye çalıştığında "gülmemek". Yani kendini tutmak. Gülersen kaybedersin.




웃음을 참다 / 웃음을 참기 (gülüşünü tut)

표창 대결 (ninjastar savaşı)

게임 = 경기 (game / oyun)
Ninjastar (shuriken) ismini verdikleri oyunda hedef aldığınız birini gösterip ismini söyleyeceksiniz (onun dışında konuşmak yok).

O kişiye doğru ninja bıçağı fırlatıyor gibi yapacaksınız. Ninja bıçağı dediğim şey şu yıldız şeklinde olup uzaktan bile fırlatılan.





Hayali bıçağı fırlatır gibi yapıp size atıldığında da batmış gibi yapıp tepkiler vermeniz gerekiyor. Absürt hareketler yapmak serbest. Karşınızdakini güldürün yeter. 

Mesela bu videoda Super Junior ve Red Velvet üyeleri oynamışlar. Aşırı eğleniyorlar. Ne kadar çok kişiyle oynanırsa o kadar eğlenceli olacağı için en komik hali bu ekibin oynadığı sanırım.

Kısa bir video bile izleyerek anında anlaşılacak bir oyun. Bir göz atın derim. Aileyle oynarken iyice abartılı hareketler yapılabiliyor. Ve oyun daha çekişmeli gidiyor. Nedense arkadaşlarla oynarken daha ilk hamlede insan gülüyor. O yüzden eğlenceli olduğuna garanti veriyorum. Siz neden bir denemiyorsunuz?

  




Daha önce EXO'nun Merdiveni programında EXO üyeleri de oynamıştı. Ancak onun videosuna ulaşamadım. Sadece burada kısa bir an Suho ve Kai arasındaki partı eklemişler. Oyunun ne kadar saçmalayabileceğini göstermek için bakabilirsiniz.

İyi eğlenceler😍🙌


Devamını Oku »

14 Mayıs 2020 Perşembe

Şarkılarla Korece - 11





Korece öğrenirken en büyük motivasyonum Kore dizileri izlemekti. Vakti zamanında eğlenerek izlediğim dizilerden biri de Descendants of the Sun ya da Korece asıl adıyla 태양의 후예 (Güneşin Torunları) dizisiydi.🤞

Dizinin bütün müzikleri birbirinden güzeldi ve hepsi sayesinde Korece bir şeyler öğrenmeye birkaç adım daha yaklaşıyor insan. Bu dizi 2016 yılında çıktı ve ben o zamanlar Koreceyi öğrenmeye başlayalı 2 yıl falan oluyordu. Normalde bir şarkıyı dinler dinlemez sözlerini anlayacak kadar ileri seviyelere gelmemiştim ama bu şarkıyı dinlediğim anda "Ohaaa anlıyorum!" diye tepki vermiştim.😍


O nedenle siz de (Korece öğrenmeye yeni başlamış bile olsanız) birkaç kelime anlayacaksınızdır. Üstelik şarkılardan faydalanmak -ki bence dili öğrenmeyi eğlenceli kılan bir yöntem olduğu için- kesinlikle başvurulması gereken bir yol. 🙌

Bugünkü vitamin şarkımız Kwill tarafından seslendirilen 말해! 뭐해? ( Söyle! Ne yapıyorsun?)

Dizi müziğinin nakarat kısmını birlikte çevirmeye çalışacağız. Eşlik ederseniz çok faydalı olacaktır. "Yok ben çeviri sevmiyorum." diyenleriniz varsa canınız sıkılmasın, klip çok eğlenceli, siz sadece onu bile izleyebilirsiniz. Keyifli dinlemeler🤗





*sadece nakarat çevirisi*

넌 왜 내게서 맴돌아
Sen neden aklıma geliyorsun?

Oh 어떡해 나
Ne yapacağım ben?

자꾸만 생각이나
Sürekli seni düşünüyorum.

말해! 뭐해?, 말해! 뭐해?
Söyle! Na yapıyorsun? Söyle! Ne yapıyorsun?

이러다가 바보처럼
Böyle aptal gibi

한눈팔게 하지 말고
Dikkatimi dağıtma

말해볼래, 말해볼래
Söylemek istiyorum, Söylemek istiyorum

나의 맘에 담긴 사람
Kalbimi dolduran kişi

You are my only one
Sen benim bir tanem


한눈팔다/han-nun-palda/ : Dikkati dağılmak  
한눈팔게 다 /han-nun-pal-ge hada/: Dikkatini dağıtmak
바보처럼 /pabo çorom/: Aptal gibi

Devamını Oku »

11 Mayıs 2020 Pazartesi

Korece Tekerleme - 2


Telaffuz geliştirmek ve daha net bir diksiyonla konuşmak için başvurulan en bilindik yöntem tekerlemedir. Bir İngilizce öğretmeni olarak öğrencilerime her gün (kısa ya da uzun) bir tekerleme veriyorum. Beş dakika bile olsa onu söylemeye çalışarak hem eğleniyor hem de telaffuz geliştirmeye çalışmış oluyoruz. 

Peki siz hiç Korece tekerleme söylemeyi denediniz mi? Kısa bir cümle ile şansımızı deneyebiliriz.


이 콩깍지가 깐 콩깍지인가 안 깐 콩깍지인가?

Anlamı: Bu bezelye kabuğu soyulmuş bezelye kabuğu mu soyulmamış bezelye kabuğu mu?

이 콩깍지가/ 깐 콩깍지인가/ 안 깐 콩깍지인가?

Okunuşu: /i kong-ggag-ci-ga/ ggan kong-ggag-ci-inga/ an ggan kong-ggag-ci-inga/ 



이 = bu     콩깍지 = bezelye kabuğu             = soyulmuş

콩깍지인가? = Bezelye kabuğu mu?          안 깐 = soyulmamış       

       

Bu tekerlemenin soru kalıbı değiştirilerek söylenen versiyonu da var.

이 콩깍지가 깐 콩깍지냐 안 깐 콩깍지냐?

/i kong-ggag-ci-ga ggan kong-ggag-cin-ya an ggan kong-ggag-cin-ya/ 

Yıllar önce SBS'de bir program vardı, belki izleyen bilen vardır. Yabancı ebeveynler ve küçük çocuklarının katıldığı. Hatta İlayda ve Aleyna isimli minik kızlar Türk babalarıyla katılmıştı. Orada her dilde tekerleme söylemişlerdi. 

Birkaç dakikalık bir video zaten, eğlenmek için bir izleyin derim 😄





Yukarıda çalıştığımız tekerlemeyi Koreli kız çat diye söylüyor. Bir dili öğrenirken en keyifli şeylerden biri o dilin tekerlemelerini söylemeye çalışmak bence. Kendim Korece öğrenirken de bu şekilde tekerleme çalışıyordum. Size de tavsiye ederim.

Siz neden bir kere denemiyorsunuz? Söylemeye çalışırsanız beni haberdar edin, sevgiler saygılar 🤗

Devamını Oku »

10 Mayıs 2020 Pazar

Bir Kore atasözü der ki...

Her gün bir K(orece) vitamin almazsanız vücudunuzun Koreceye direnci düşer ve unutkanlığınız başlar. Sizler için laboratuvara uğrayıp her şeye iyi gelen, şifa kaynağı bir atasözü arıyordum. Derken bunu buldum ve ne kadar aydınlatıcı olduğunu kendimi gülümserken bulunca fark ettim.



Bir Kore atasözü der ki, "Gülmek, en iyi ilaçtır."


Hemen atasözünün kelimelerini parçalara ayıralım.
"웃음은 최고의 명약이다."
웃음은 /usım-ın/ = gülmek, gülümseme, gülüş
최고의 /çüego-ye/ = en iyi
명약이다 /myong-yagida/ = ilaç, şifa




Devamını Oku »

8 Mayıs 2020 Cuma

Korece Oyun - 2

Oley be! Bu başlık altındaki ikinci yayınımız. Koreceyi eğlenerek öğrenmeye devam ettiğimiz bu süreçte, belki de arkadaşlarımızla oynayabileceğimiz bir oyun oluşturdum.




Sizin gibi minnoşlar için (😉) atasözlerini ben seçtim ama tabii ki de bu oyunun kurucusu ben değilim. 😅

Oyun nasıl oynanır? Görsellerle (çoğunlukla sembollerle) anlatmak istediğim atasözünü bulmaya çalışacaksınız. Bu kadar. Çok kolay!!

Başlıyoruz! Bu arada cevabı hemen altına yazacağım, biraz kafayı yoralım o yüzden görmemek için alt satırı elinizle kapatın.






1) iğne = 바늘 /banıl/     2) hırsız = 도둑 /doduk/    3) inek = 소 /so/




바늘 도둑이 소 도둑 된다.

İğne hırsızı inek hırsızı oldu.

Bu atasözü hangi durumlarda kullanılıyor? Hemen açıklıyorum. İlk başta iğne kadar bile küçük bir şey çalan birisi sonrasında inek kadar büyük bir şeyi bile çalabilir. O yüzden verilmek istenen ahlaki mesaj şu; elimizi başkasının eşyasına sürmüyoruz. 😂

Sıradaki atasözümüz geliyor, fotoğrafın altını kapatıyoruz, geliyor! 



1) göz = 눈          2) diş = 이빨



눈에는 눈, 이에는 이

Göze göz, dişe diş.


Yüzyıllardır tüm dillerde aynı anlama gelen atasözü, Latince Talion Yasası olarak adlandırılan, can acıtan birine aynı şekilde karşılık verme durumu.


Vay be bugün de iki atasözü öğrendik hem de oyun oynayarak! Öğrenmek sizce de çok eğlenceli bir süreç değil mi? Ya da bir tek ben mi bu kadar eğleniyorum? 😂

Her neyse~~ Kendinize çok iyi bakın! Bir sonraki yayında görüşmek üzere 🎈







Devamını Oku »

17. Vitamin

Herkes K vitaminini aldı mı? Hemen kontrol edelim bakalım; laboratuvarda günlük vitamin olarak ne varmış. Arkadaşlar bu dizeler Türkçe bir şiirden* çevrilmeye en uygun olan satırlarını seçtim ve Koreceye çevirdim. Hep birlikte inceleyim.




Yaşını başını almış bir gün ışığı yeter bana,

Seninle oturup sabahı seyretmek için.
.
.

같이 앉아서 아침을 볼 수 있기 위해
오래 된 단 하나의 햇살이 충분해


햇살 /hessal/ = gün ışığı                               오래 된 /ore düen/= uzun sürmüş
충분해 /çunbunhe/ = yeterli                          아침 /açim/ = sabah


*şiir

Yaşını başını almış
bir günışığı yeter bana,
Seninle oturup sabahı
seyretmek için..
Kimi sözcükleri öyle çok
kullandım ki yaşamımda,
Konuşamıyor isem buna yor,
özür dilerim.

Ahmet Erhan



Devamını Oku »

7 Mayıs 2020 Perşembe

Yemeklerle Korece - 2

Madem Razaman ayındayız neden yemeklerden konuşup daha da acıkmıyoruz ki? Değil mi ama? 

Bugün ne pişireceğiz? 


Acı - tatlı soslu tavuk! (닭강정) /Dak-gang-cong/





 닭 /dak/ Tavuk  강정 /kangcong/ = susamlı ve soslu top

Başlamadan önce belirteyim tarifi "Granny in Korea" kod adıyla mutfakta da bir şeyler yapan arkadaşın şu linkteki chefgranny1 twitter hesabından aldım.  Burada yemek tarifi değil de malzemelerin Korecesini öğrendiğimiz için sadece onları yazacağım. Tarifi hanımefendinin paylaşımından bulabilirsiniz. Linke tıklamayı unutmayın!! (❁´◡`❁)

~~Malzemeler 재료 /çeryo/~~

Tavuk göğsü - 닭가슴살 /dak-kasım-sal/       Süt - 우유 /uyu/
Sıvıyağ- 기름  /ki-rım/                                Nişasta - 전분가루 /conbun-garu/
Tuz - 소금 /so-gım/ Zencefil - 생강 /seng-gang/
Karabiber - 후추 /huçu/ Sarımsak - 마늘 /manıl/
Soya sosu - 간장 /kancang/ Sirke - 식초 /şikço/
Kore salçası - 고추장 /goçu-cang/ Bal - 꿀 /ggul/
Susam yağı - 참기름  /çam-ki-rım/               Şeker - 설탕 /soltang/





*görseller bana ait değildir*
Devamını Oku »

19 Nisan 2020 Pazar

Genç Korece - 7



Korece öğrenirken izlediğiniz videolarda (özellikle diziler ve eğlence programlarında) mutlaka sizin de dikkatinizi çekmiş olacak bir gerçeğe değinmek istiyorum. 

"Koreliler kelimeleri tekrar etmeyi sever."

İlk fark ettiğimde tatlı gelmişti, daha sonra komik gelmeye başladı, bir yerden sonra sinirimi bozdu. Çünkü neden ağızlarından çıkan her şeyi dört beş kere daha tekrarladıklarını anlamıyordum. Meğerse bu Kore dilinin özüne has bir durummuş. Biz Türklerin konuşurken sıklıkla "ya ya, öyle öyle, aynen, yani" diyerek cümlelerimizi pekiştirmemiz gibi.

Koreceyi bir Koreli gibi telaffuz ederek (orijinaline en yakın haliyle) konuşmak istiyorsanız özellikle tonlama ve vurgulara dikkat etmeniz gerekiyor. Burada da Kore halkının konuşma içerisinde sıklıkla başvurduğu bir durum karşınıza çıkacak: Sözleri tekrar etmek. 

Herhangi bir Koreli'nin (özellikle genç neslin) videosunu açın sizi temin ediyorum buna denk geleceksiniz 😊 Şu anda konuşma dilinin özünde ve doğalında bu durumun var olduğunu öğrendiğim için artık tekrarlanmış sözler işitmek beni rahatsız etmiyor. Tam aksine hoşuma gidiyor 😍

Örneğin;

  • 좋아, 좋아, 좋아. 내가 할게, 내가 할게. (Tamam,tamam,tamam, ben yaparım, ben yaparım)
  • 그래 그래 그래 (Peki, peki, peki) 
  • 장난해 장난해 (şaka yaptım şaka yaptım)
  • 아니 아니 아니 (hayır, hayır, hayır)
  • 어떻개 어떻개 어떻개 (ne yapacağım x3)
Şimdi sizlere bir video ekleyeceğim mutlaka izleyin. Birbirleriyle şakalaşırken de sakince konuşurken de sözlerini tekrarlıyorlar. Korkunca, mutluyken, heyecanlanınca, endişeliyken kelimeleri (hatta bazen cümleleri) hep iki üç kez tekrarlayarak söylüyorlar. Ne demek istediğimi anlayacaksınız 😊




Herkese iyi eğlenceler 😍
Devamını Oku »

16 Nisan 2020 Perşembe

Korece Oyun - 1

Arkadaşlar bu başlık altındaki ilk yayın olduğu için, açıklaması ve oynaması kolay bir şey seçtim. Görsellerle (çoğunlukla sembollerle) anlatmak istediğim atasözünü bulmaya çalışacaksınız.


Örnek olması için Türk atasözü ile başlıyorum. Sizce aşağıdaki görsellerin ifade ettiği Türk atasözü nedir? Cevabı görmemek için alt satırı elinizle kapatın.



Tahminleri alalım? Bence anında bildiniz. Herhangi bir çağrışım yapmadıysa görselleri tek tek çözümleyelim:

1- Su içmek           2 - yılan      3- hayır /olmaz

Tahminen "su içen yılan" hakkında bir atasözü. Eh sanırım bundan sonrası çok net: Su içene yılan bile dokunmaz.

Buraya kadar süper geldik. O zaman oyunu nasıl oynayacağımızı anladık demektir. İlk Kore atasözünü deniyoruz o zaman. 

Haydi buyurun. Cevabı görmemek için görselin altındaki satırı elinizle kapatın ya da sayfayı alta kaydırmayın.



Bu Türk atasözünün aynısı dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü aynen öyle! Onlarda da su içen / yemek yiyen kişilere karışılmaması gerektiği söyleniyor. Hemen aşağıya Korece ve Türkçe ekliyorum.

1- yemek yemek 2 - köpek 3 - hayır / olmaz

먹을 땐 개도 안 건드린다!

Yemek yerken köpek bile dokunmaz.

Güzel gidiyoruz. Devam edelim! Go go!




Evet bence tahminlerinizin tamamı doğru. Umarım Korecesini de söyleyebilmişsinizdir :) Türkçe'de bizlerin kullandığı "Başlamak bitirmenin yarısıdır." sözü Kore'de de var. 

"Başlangıç yarısıdır." anlamında  시작이 반이다 sözü kullanılıyor.


Oyunumuz burada bitiyor diye belirtiyorum. Teletabiler'de güneşin batışına doğru yerden fırlayarak bölümün bittiğini haber veren hoparlör gibi hissettim. Üzgünüm :( 

Bugün iki atasözü öğrenmiş olduk. Kendimize kocaman tebrikler sunalım ve bir sonraki yayında görüşelim!!! 🙋😍😏
Devamını Oku »

Yüzüncü Kez Yeniden

Güzel ülkemin güzel insanları, bu satırları okuyan herkes, merhaba! 

Upuzun bir aradan sonra buralara yeniden yazmak kadar güzel bir his yok! Gözlerim ışıl ışıl parlıyor şu an *-* Yüz ifademi yansıtabilmesi için bu resmi seçtim.




네가 옆에 있으면 모든게 쉬워 보여

"Sen yanımdayken her şey daha kolay görünüyor."


Görsel ve üzerinde yazan cümle şu aralar birazcık destek arayan herkese iyi gelecektir diye ümit ediyorum. Çünkü ben ilk gördüğümde çok iyi hissetmiştim, sizlere de aynı hissi yaşatması temennisiyle selam vermek istedim.

Sevdiğim bir çizer var, böyle minnoş minnoş şeyler çiziyor. Onun insta sayfasından bu görseli çarptım (merak etmeyin hemen altta ismini vereceğim yoksa kopyacılık olur aman Allah korusun 😟).

Blog yazmak ciddi bir iş ama ben burayı bayağı boşluyorum, farkındayım. Yine de düşünüyorum da sanırım kendimi az çok haklı çıkarabilirim. Sonuçta görev bilinciyle kullanarak hiç keyif almamak kulağa daha korkunç geliyor. O yüzden kendimi iyi hissettiğim anda, yazmaya değer bir bilgim olduğunda paylaşım yapmak daha doğal ve daha dürüst geldiğinden şu sıralar (her şeyi özlemişken) geri dönmekte bir sakınca yok. Nasıl, kotarabildim mi? 😏

Comeback (geri dönüş) yapan Kpop idolleri gibi heyecanlı hissettiğimi belirtmem gerek. Yeni albümü çok sevin diyerek reklam yapacağım ve bir sonraki yayınları takip etmenizi isteyeceğim. 

Bir dakika ya fark ettim de çok dağınık yazmışım. Umarım okurken "Ne diyor bu ya?" diyerek göz devirmezsiniz :( Çünkü cidden heyecandan aklıma ne geliyorsa hızlıca klavyede onu tuşluyorum. 

Anlayışınız için teşekkürler doğal mineral kaynağı okurlarım. 

Sizleri daha fazla oyalamadan yayınlarımı paylaşmaya başlayacağım. Okuyunca haber verin. Ben yazarken çok eğlendim, bakalım siz ne kadar eğleneceksiniz.

Sevgiyle kalın!!


***görsel instagram sayfa adı good_sena olan Koreli bir hanımefendiye ait. Linkten de ulaşabilirsiniz.

https://www.instagram.com/good_sena/
Devamını Oku »

27 Eylül 2018 Perşembe

Korece Etiketler (Hashtags) - 9




Uzun upuzun bir aradan sonra yeniden, Korece etiketler kullanarak fotoğraf atabileceğimiz ya da atılan fotoğraflara bakabileceğimiz kelimeleri konuştuğumuz #Hashtags bölümünden herkese kocaman selamlar~

Evet, bu yayında kullanacağımız etiket #도시락그램 resimde de gördüğünüz üzere yemeklerle ilgili. Öğle yemeği hakkında öneriler bulabileceğiniz bir etiket olduğu için (daha doğrusu Koreliler her yediği şeyi paylaşmayı gelenek haline getirdiği için) burada paylaşılan tüm fotoğraflar sayesinde Kore yemekleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. 

Daha önce - sanırım bu başlık altındaki ilk yayında - #먹스타그램 (mog-sıtagram) etiketinden bahsetmiştim ancak bu "yeme-tagram" mevzusu o kadar çok çoğaldı ki artık bu etikete tıkladığınızda yemek dışında her şeyi görür hale geldik ve mogstagram bakılmasa da olur bir etikete dönüştü. Bunun yerine; 

도시락 + 인스타그램 = 도시락그램

(öğle yemeği + instagram = öğleyemegram)

etiketini kullanarak şirin sunumlu Kore yemeklerini inceleyebilir, kendiniz de yediğiniz öğle yemeklerinizi paylaşabilirsiniz.

도시락 (do-şi-rak) kelimesi öğle yemeği ve hatta yemek kutusu anlamına geldiği için gündüzleri bu etiket kullanılarak çok fazla şirket çalışanı saklama kaplarındaki yemeklerinin fotoğrafını ekliyor. Sizler de onlara katılmak isterseniz yemeğinizi kameranın önüne koymanız yeterli...

Keyifli çekimler~

Keyifli paylaşımlar~






Devamını Oku »

25 Eylül 2018 Salı

16. Vitamin (Şiirsel Söz)




Oysa ben bütün vaktimi, bütün vaktimden daha çoğunu 
Yeryüzünün bütün vakitlerini sana ayırmak istiyorum. (Franz Kafka)

.
.

근데 난 말이야, 나의 모든 순간을, 나의 모든 시간을, 
세상에 있는 모든 시간을 다 너에게 주고 싶다. 
(프란츠 카프카)
Devamını Oku »

Yemeklerle Korece

  • 땅콩 (ddang-kong): yer fıstığı      
  • 호두 (ho-du): ceviz                               
  • 들깨 (dıl-gge): perilla                 
  • 아사이베리 (a-sai-beri): acai üzümü
  • (bam): kestane
  • 도토리 (do-to-ri): palamut
  • 참외 (ça-me): kavun
  • 탱자 (teng-ca): narenciye

* Bunları aklınızda tutmayı kolaylaştırmanın tek yolu tadına bakmaktır. Şaka şaka dil öğreniyoruz dedik ama o kadar da uğraşa gerek yok, yerinde tatmasak da öğrenebiliriz.

- Öncelikle kestane kelimesi   diye yazılıp okunuyor. Nitekim anlamı "gece" ile aynıdır. Bu durumda geceleri kestane pişiriyoruz diye aklımızda tutabiliriz. Mantıklı olup olmaması önemli değil, hafızamızda kalması yeterli.

-  들깨  Yani nam-ı diğer perilla, özellikle Japonların suşi / saşimi yaparken kullandıkları bir bitki. Yaprakları bizdeki sarma yemeğindeki işlevi görüyor.               

땅콩  kelimesini de akılda tutmak kolay çünkü 땅  toprak demek. Yerdeki, topraktaki fıstık anlamındadır.

- Açai üzümü resmini çok gördüğüm ama bir türlü denemediğim bir meyve. Yaban mersini sanmıştım ancak Güney Amerika'da bolca tüketilen ve yaban mersininden bile çok daha faydalı olan bir bitkiymiş. Bir şey sağlıklıysa Koreliler alır onu anında tablet yapıp vitamin niyetine satar, ondan biliniyor bence.

- Palamut en sevdiğim kelime çünkü söylenişi şirin: 도토리  dotori. EXO üyelerini sincaba benzetip onların fanart olarak çizen bir arkadaş çizimlerinin etrafına dotori'ler dağıttığı için aklımda tutmakta hiç zorlanmamıştım. 

- Narenciye kelimesi ise 탱자  "teng-ca" olarak okunuyor ki İngilizce'de mandalina meyvesi tangerine olarak adlandırılıyor. O nedenle hemen ilişki kurmuştum.

호두  sanırım çok sevdiğim için ilk öğrendiğim yemişlerden biriydi. Bunun üzerine öğrenmemin kalıcı olmasını sağlayacak kadar çok sık gördüğüm bir dizi olmuştu. Dizi tamamen bir ceviz fırınında geçiyordu. Fırında satılan bütün ekmekler, pastalar, kekler cevizliydi. Başrol kızımız çok güçlüydü ve elleriyle hiç zorlanmadan ceviz kırıyordu, orada da çok fazla karşılaşınca çabuk ezberlemiştim. 

Ne kadar çok duyarsak o kadar kalıcı öğreniyoruz. Bu yüzden dilini öğrendiğimiz yeri ziyaret etme fırsatımız olmuyorsa bile dizi, film, şov programı, yarışma, etkinlik vs. izleyerek işimizi kolaylaştırabilir, öğrenmemizi kalıcı hale getirebiliriz.

Bu yayın biraz uzun oldu ama iştahımızı açan şeylerden bahsetmek her zaman eğlenceli olduğu için kimsenin şikayetçi olduğunu zannetmiyorum. 

Esenle kalın, sağlıklı kalın. Sevdiğiniz yemeklerden bol bol yiyin!!!!!!
Devamını Oku »

19 Eylül 2018 Çarşamba

Yine Yeni Yeniden

 Kvitamin olarak insta üzerinden şiirler çevirmeye devam etsem de blogta paylaşım yapmayalı tam 1 (bir) yıl olmuş!! Ben araya nasıl bu kadar çok zaman koyabilmişim, bilmiyorum. Gerçekten çok meşgul olmalıyım. Eh iş hayatı tam olarak böyle bir şey! Hiçbir şey için asla vakit bulamıyorsunuz. Bir işim olduğunu anlatmış olmam lazım. Anlatmadım mı yoksa?

 Peki öğretmen olduğumdan bahsetmiş miydim? Bu blogu açtığımda öğrenciliğin tadını çıkaran öylesine bir gençtim. Ama şimdilerde üç yıldır İngilizce öğretmenliği yapıyorum. Korece'ye ilgi duyan nice öğrenciyle tanıştım. 

 İngilizce anlattığım anlarda ilgilerini bir türlü çekemediğim birçok öğrencinin EXO ya da BTS diyerek hayranlıklarını kazandım. Meğer ne menem bir şeymiş şu K-pop! Tabii tüm ilgi sizde olunca hafiften bir öz güven patlaması yaşıyorsunuz ama o da olsun yani! O kadar dil öğrendik, çeviri yaptık derken hak ettik yani!

 Sizlere buradan seslenmeyi çok sevdiğim için ve yazmayı çok özlediğim için bugün yeniden "Merhaba!" demek adına uğradım. Bundan sonra daha sık yazacağım. Paylaşımlara devam edeceğim. Bu blog yaşatılacak, söz veriyorum.

 Söz verdim! (약속 했다!) Tutacağım! (지켜줄게!)


Devamını Oku »

19 Temmuz 2017 Çarşamba

Genç Korece - 6

Pekala millet~ bence Korece öğrenmek isteyen ya da bilen ve kendini geliştirmek isteyen herkesin bu bölüme göz atmaya ihtiyacı var. Çünkü laboratuvarımda araştırmalar yapıp faydalı vitaminler hazırlamaya çalışırken bir sürü şey keşfettim.

Gençlerin kendi aralarında (özellikle de mesajlaşırken) kullandıkları o kadar ilginç ifadeler var ki bakmadan geçilmez.

Bir Koreliyle mesajlaşır ya da Korelilerin internet üzerindeki yorumlarına bakarsanız ne kadar yaygın şekilde bu ifadeleri kullandıklarını fark edeceksiniz. 

Hemen başlayalım o zaman! (Ay heyecanlandım, devlet sırrı ifşa edecek gibi hissettim yine.) 

1) Kelimelerin, cümlelerin sonuna şirinlik olsun ve samimi dursun diye ㅇ harfini eklemek.

이쁘다 → 이쁘당  //  없네 → 없넹  //  왜? → 왱?  //  자야지 → 자야징 // 맞아요 → 맞아용

2) Cümle sonundaki 요 saygı eki fazla resmi durmasın diye bu ekin yerine aşağıdakileri yazmak:

여 // 염 (여 + ㅁ)  // 용 (요 + ㅇ) // 욤 (요 + ㅁ) // 욘 (요 + ㄴ) // 효

3) Kelimeleri söylendiği gibi yazmak


뭐 해? → 머 해? (Naber) //  갈거야 → 갈꺼야 (Gideceğim) // 갔어 → 가써 (Gittim)  //  맞아 → 마자 (Doğru) 

좋아 → 조아 (iyi, güzel) //  아니야 → 아냐 (hayır)  // 싫어 → 시러 (olmaz, istemem)

했잖아 → 했자나 (yaptım ya) //  그렇지 → 그러치 (aferin, aynen)

 착해 → 차캐 (Bildiğiniz gibi ㄱ + ㅎ birleşince ㅋ sesi verir)



Bu bölümün devamını da kısa zamanda ekleyeceğim. İlginç şeyler öğrenmeye devam edeceğiz ^^ 



Devamını Oku »